2 Nisan 2013 Salı

Göğe Bakma Durağı'nda Açan Yerçekimli Karanfil..


Turgut Uyar'dan ilerde evleneceği Tomris Uyar'a ithafen yazılmıştır Göğe Bakma Durağı. İkinci Yeni'nin "Yerçekimli Karanfil" ile birlikte mihenk taşıdır. Düşsel bir şehirde iki sevgilinin göğe bakma durağına olan yolculuğu anlatılır. Öyle ki bu durak, bütün şehir sonsuz bir sessizliğe gömülmüşken, yalnız iki sevgilinin el ele tutuşup kalabalık olduğu, birbirlerinin gözlerine bakıp sularının ısındığı, durmaksızın gökyüzünü izlediği duraktır. Uyar, şiirin sonunda şöyle seslenir sevgilisine; "Seni aldım bana ayırdım,sayısız penceren vardı bir bir kapattım, durma kendini hatırlat, durma göğe bakalım.." Öyle ya insan yeryüzüne geldiğinden beri gözünü hep gökyüzüne diker. Aşık bir şairin hali gökyüzü tutkusu ile birleşince ortaya böyle bir başyapıt çıkar. Ama gelin görün ki, ikinci Yeni'nin kraliçesi, ilham perisi olan Tomris Uyar'a 'Yerçekimli Karanfil'leri bir bir vermek isteyen Edip Cansever de aşıktır. Cansever ona ithafen yazılmış onlarca şiire rağmen aşkına pek bir karşılık bulamaz. Ve susmayı tercih eder. Ama yılın tek bir günü hariç:15 Mart. O gün Tomris Uyar'ın doğum günüdür. 


Ve Cansever, Tomris Uyar için yazdığı yeni bir şiirle her doğum gününde kapısını aşındırır Tomris Uyar'ın..Ve en sonunda pes eder, artık geçen geçmiş Tomris Uyar Turgut Uyar'ı tercih etmiştir. Cansever bu acısını "Saate Bakmak" şiirinde anlatır, 'varsın' der 'herşey sonraya kalsın sonraya en sonraya..' Ve Göğe Bakma Durağı'na atıfta bulunur: "Söyle nerde 'göğe bakma durakları' nerde? Bütün manşetler tutsaklığı ve yenilgiyi çağrıştırıyor.." Cansever'in elinde kırık dökük bir karanfil kalmıştır şiirdeki gibi, Turgut Uyar'a düşen ise koskoca bir gökyüzü..
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder