17 Şubat 2012 Cuma

Dünya Kediler Günü hasebiyle..

"Kedisiz bir ev, iyi beslenen, yeterince sevilen ve saygı gören bir kedinin yaşamadığı bir ev, belki de mükemmel bir ev olabilir ama bir yuva olduğu nasıl kanıtlanacaktır?"


Amerikalı ünlü edebiyatçı Mark Twain böyle demiş. Sahiden, ne güzel yaratıklar şu kediler..Uzun kış gecelerinde onların tarifsiz yumuşaklığı ve muhteşem sıcaklığı ile ısınan evlerimiz, bıyığından kuyruğuna dek tepeden tırnağa şükür ve tevekkül dolu bu mübarek şeylerin sayesinde yuva olmuyor mu? Hırlamalarıyla şifa ve bereket getirmiyorlar mı kapımıza? Her hırıltısı bir şükrün, Allah'ı zikretmenin incelikli musikisi değilde nedir a dostlar? 

Kedilerle tanışıklığım çok uzun zaman öncesine dayanıyor. Hayatıma ilk giren kedi yaz tatillerini geçirdiğimiz memleketimiz Artvin'de bizim oraların meşhur poşaları gibi aynı şekilde kapı kapı dolaşıp lor ve süt isteyen kusursuz bir siyahlığa sahip yaşlı kör kedidir. Hayal meyal hatırlıyorum, derdini anlatmak konusunda öyle bir ustalığı vardı ki, kapı önüne gelip uzun uzun miyavlamasıyla bütün ev ahalisi aç olduğunu anlar ve ufak kaplarda  lor ve sütle tatlandırılmış ekmek önüne afiyetle serilirdi..Uzun süren açlığın cevalliğiyle ekmeği bir hışımla tutar, götürür uzak bir noktada yerdi..Bende onun bu hallerini uzun uzun izler, açlığı karşısında duyduğum acıyı her gelişinde önüne yeni yemekler ekleyerek gidermeye çalışırdım. Küçüklüğümden beri ruhumu esir alan bakıp besleme güdüsü bu siyah yaşlı kör kediyle kurduğum o kutsal bağa dayanır aslında..

Sonra yıllar geçti, kedisiz geçirdiğim dönemlerde oldu tabi ama son 11-12 yıl içinde elimden geçen kedi sayısının haddi hesabı kalmadı. Sevgili rahmetli kedimiz -onu içim sızlayarak ve hayırla yad ediyorum- Destina, isminin ağırlığından olsa gerek daha henüz 1 yaşına bile girmemişken geride 5 küçük güzel yavrusunu bırakarak ayrıldı aramızdan..Destina'nın annesi sayılan sevgili ablam Neslihan, onun ölümü karşısında yıkılmış geride bıraktığı 5 yavruyu olanca gücüyle yaşatmaya çalışmıştı. Destina'mızdan bize bu mayıs'da tam 11 yaşına girecek olan biricik Zeytinimiz miras kaldı. Ve şimdi o ömrünün çiçeği burnunda zamanlarını geride bırakmış bir halde, bilgelik çağını yaşamakta..Allah uzun ömürler versin Zeytinim sana:) (Amin ve maşallah derseniz sevinirim:) 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder